26 Temmuz 2010 Pazartesi

KANDİL MESAJI....

BERAAT KANDİLİNİZİ EN İÇTEN DİLEKELERİMLE KUTLARIM.YÜCE ALLAH'IN AF VE MAĞFİRET KAPILARINI SONUNA KADAR AÇTIĞI BU GECEDE TÜM İNANANLARIN BİLEREK VEYA BİLMEYEREK İŞLEMİŞ OLDUĞU GÜNAHLARINI AFFETMESİ DİLEĞİYLE....





Çok güzel bir ilahi

16 Temmuz 2010 Cuma

BİR ELİN NESİ VAR İKİ ELİN SESİ VAR....

Perşembe akşamı zonguldakta oturan arkadaşım tahsin abi aradı ve cuma günü arılara bakacağını yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.Tahsin abinin Ortalaarıcılığa başlamamda katkısı olan insanlardan biri olduğu için hayır diyemedim.Zaten kendisi de bana ilk yıllarımda baya yardımcı olmuştu halende oluyor.

Cuma sabahı sabah 7:00 de kalktım birde baktım yağmur yağıyor hemen tahsin abiyi aradım yağmur yağıyor ne yapacağız.

Zonguldakata havanın güneşli olduğunu söyleyince hemen yola çıktım.
Bu fotorafı yolda çektim yağmuru silecekler yetiştirmiyor.
Evin önüne gidince tahsin abinin oğlu adem in tavşanı karşıladı beni pamuk gibi.Tahsin bey daha yerinden kalkmamış sabah 8:00 de burda ol diyen adam:))) Bir kova suyu haketmişti ama neysee...
Adem efendi geldi önce ve gelir gelmez başladı ana arı çiftleşme kutularını açmaya.

Ve işte tahsin bey de teşrif ettiler ve birlikte devam ettiler kontrolere.
Adem babasını geçecek gibi görünüyor.
Yumutlamaya henüz başlamayan bir ana arıda yumurtaya başlamış.
Adem babasına direktifler veriyor ben ise hayretle izliyorum.
Tüm techizat hazırlandıktan sonra işe başlamadan bir poz verelim dedik.

Fotoğraf çekme işiyle Adem görevlendirildi.Bu yıl kovanlar önceki yıllara göre daha güçlü gibi.Mükemmel polen stoğu var kovanlarda
Ana arı ve varoa kontrolu yapıldı.


Bazı kovanların ana arıları yaşlı oldukları için öldürüldü.
Anası öldürlen kovanlara kafesle ana verildi.
Tahsin abinin ayın 6 sında yapmış olduğu larva tranferinden tutan 24 ana memesi ana alınan kutulara ve kafesle yetmeyen diğer kovanlara taksim edildi.


Sabah 9 da başlayan mesaiyi akşam 07:30 da bitirdik.Kutular hariç 49 tane kovanın kontrolünü yaptık.

İş bitişi eve giderken yol üzerindeki çay bahçesine uğradık ve birer dondurmayı haketmişiz:))

11 Temmuz 2010 Pazar

HASAD ZAMANI....

Arıcılar için 365 günün yorgunluğunu attığı andır bana göre hasad.Bende cuma günü kovanımın hasadını yaptım.Bu sene 4 kovanla girdim bala.Bunlardan biride oğuldu.Arılığımda güzel genişledi bu yıl bana göre gerek bal gerekse kovan bakımından oldukça bereketli geçti.Umarım tüm arıcılar içinde bereketli bir sezon olmuştur.

Henüz bal sağma kazanım olmadığı için bu işi arkadaşım Tahsin abinin orada yaptım.Zaten kovanlarımdan biride orada idi.Ailesi ve kendi çok kahrımı çektilerbu sene.Tahsin abinin komşusu Şaban abide sır almada bana yardımcı oldu.Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Ballı petekler kazana giriyor ve işte o yorgunluğu alan görüntü :))
Ne muhteşem bir manzara kokusunu anlatmama gerek yok sanırım.:))))
İşe geç başlayınca birde 3 arıcı bir araya gelince haliyle ellerden fazla çeneler çalışıyor.Birde baktık saat gece yarısını geçmiş.
Hem kovanı sar adamın başına hemde sağımı yap birde karnım aç denirmi diye düşünürken oda ne yemek hazır işinizin bitmesini bekliyoruz ama şimdilik atıştırmalık bişeyler getirdik demezlermi.Hemen bir tabakta bal kazanından bal alınıp yumulduk sofraya.
Tahsin abinin oğlu ademde aldı eline makinayı hiç durmadan deklanşöre bastıda bastı en usturuplu yuttuğum lokma bu olduğu için bu fotoğrafı seçtim.

Açlığımızı bastırdıktan sonra son kalan petekleride süzüp işimizi bitirdik.


Bugünde mısır hasadının ilk günüymüş bizim evde.
Peteklerin yalatma işlemini 2 kovana 2 şer ballık koyarak yaptım.Nekadar bal aldığıma gelince 4 kovandan 47 kilo bal aldım.12 kg. da bir kovanımdan bahar balı aldım allah bereket versin.Şimdi askerlerin şafak sayması gibi gün sayıyoruz çiçek balına gitmediğim için bir sonraki bala kaldı 363 :)))))

8 Temmuz 2010 Perşembe

KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN.

MİRAÇ KANDİLİ AİLENİZE VE TÜM İSLAM ALEMİNE HAYIRLARA VESİLE OLMASI TEMENNİSİYLE.YÜCE ALLAH SEVDİKLERİNİZLE BİRLİKTE TEKRARINI NASİP ETSİN

4 Temmuz 2010 Pazar

BİZİM BAHÇEDE NELER VARMIŞ...

Mum olacak eski petekler vardı,geçen pazar günü dağda bulduğumuz kütükten çıkan peteklerin balları süzülünce bugün mum işini yapmaya karar verdim.


Önce bir kazanda su kaynattıktan sonra tenekeye doldurduğum petekleri koydum ateşe.


Petekler kaynayıp eridikten sonra altına leğen koyup çuvala döktüm.Çuvalı biraz yükseğe bağlayıp bir yandan sıcak suyu çuvala dökerken bir taraftanda ağaçla güzel sıvazlayarak mumun leğene akmasını sağladım.

Mum işini hallettikten sonra arıların yanına giderken bahçedeki böğürtlenleri gördüm.Aslında arıların yanına her gidişimde yanlarından geçiyorum ama ilk defa dikkatimi çekti.
Sanırım 5-6 gün sonra yemeye başlarız.Bundan sonraki gidişlerimde gözüm üzerlerinde olacak:)

Nar da yakında tadına bakacağımız meyveler arasında.
Tongel (Bazı yerlerde muşmula da dediklerni duydum) ağacıda güzel görünüyor.

Biraz daha aşağıya inince fasulyeler göze çarpıyor.

Salatalıklar ise gel beni ye dercesine muhteşem duruyor.Dururmuyum hemen taze taze dalından tatmamak olmaz değilmi.
Mısırlar yakında gerek közde gerekse haşlama olarak önümüze gelecektir.
Yediğim dolma biberlerin nereden geldiğini bugün anladım.
Ve işte o zehir gibi acı olan yeşil biberlerin kaynağı.
Meğer evle arılar arsında küçücük bahçede neler varmışta haberim yokmuş.